Nasıl müzikal cümlelerden edindiğimiz duyguların kaynağının müzikten olduğuna, bunun bir yanılsama olmadığına ilişkin bir emniyet duyarız? Nasıl müzikle ilişkili düşün-fiillerimizin ve duygularımızın müzikal deneyimle direkt bir ilişkide olduğunu çıkarsayabiliriz?

Ya duygusal güdülenmenin arkasında bir kurgusal (spekülatif, yanılsatıcı) olgu varsa ve buna saltık müzikten başka bir şey neden oluyorsa (saltık müzik, sözsüz veyahut herhangi bir görsel imgeye dayandırılmadan yapılan müziktir).

Popüler müzik, düşüncemi açıklamak için güzel bir araç olurdu. Taylor Swift’in Wildest Dreams’inin klibinde 40’lar 50’ler arasında geçen -kameramanların, yönetmenin gözüktüğü ve Taylor’ın bir oyuncuyu oynadığı (anlatması biraz zor oldu takdir ederseniz ama anladığınızı umuyorum) bir film çekimi senaryosuna tanık olursunuz. Vokalist ise ana karakterin ne yaptığını anlatır bu sırada ana karakter kızgınlık, üzgünlük ve cinsel öfori gibi bazı duygu durumlarından geçer. Bu öğeler hem klipte hem de şarkının sözlerinde işlenir. Bir dinleyici olarak, parçanın müzikal kompozisyonunu gerçekten de kullanılan lirik materyalle bağdaştırabiliyor muyum emin değilim çünkü parçadaki işitsel uyarımlar duygusal güdülenmelerin akışıyla kelimeler aracılığıyla kurulan bir ilişkiye sahip ve incelediğimiz materyalde bu düzenli tepkileri tetikliyor. Bence bu fenomen bu haliyle müziğin uyandırdığı hisler müziğin kendisine içkin değil, ekranda ne gördüğümüzle ilişkili. Duygunun kendisi müzikle değil materyalle (tema, lirik/görsel materyal) ifade ediliyor.

Şu apaçıktır ki müzikteki bazı matematiksel olaylar görsel veya işitsel materyalin ifade ettiği duygu durumuyla paralellikler içerebilir: Eğer açmam gerekirse, müzik dissonant ise bu size devamlı bir gerilim duygusu uyandırır. Bu yüzden bazı duyguları yansıtmak için kullandığımız belirli müzikal parametreler vardır ama şunu fark etmek gerekir ki müzik her zaman somut ifadeye en yalın anlamıyla bağlıdır. Bu öyle bir anlamdır ki kendi başına pek bir şey ifade etmez. Armoni, tını ve melodi sadece sembolik olarak algıladıklarımızla fiziksel dünya açısından paralellik içeren olgular değilse ve müzik kendi içinde biraz olsun bile duygu oluşturabilecek bir potansiyele sahipse sormamız gereken soru şudur: Bu uyarımları anlaşılabilir kılmak için elde edebileceğimiz mantıksal veya yarı mantıksal düstur nedir?

Müzik matematiksel bir şekilde işler, bize soyut bir zemin oluşturur. Farklı insanlar için farklı duygular oluşturabilir, dolayısıyla algısal bir olgudur. Saltık müzikle ilgili doğru bir görüş oluşturmanın anahtarı iyi bir renk anlayışına sahip olmaktır – geçişleri ve birleşimlerine dair. Bu unsurlar öyle bir oluşturulmalıdır ki soyut uyarımları tetiklesin ki bunlar somut bir duygusal havza oluşturmanın temelidir. Bu müzikal deneyimi sahte mi kılar? Hayır kılmaz. Matematik ve dış dünyanın da bir ilişkisellik olduğu düşünülür. Eğer bu doğruysa bazı matematiksel yöntemler benzer bir yönteme sahip olabilir: Matematik diğer tüm doğa bilimleri için temel bir enstrümandır. Bilimlerinin kullandığı temel işlemleri ve yöntem bilimi oluşturur. Dolayısıyla matematik bu talep doğrultusunda gelişir. Dolayısıyla müzik algısal bir olgudur ve dinleyiciler olarak biz kendimizden bir parça bulduğumuz formüllerle oynarız. Bu müziğin amorf bir ontolojiye sahip olduğu anlamına gelmez; amorf olan görüngülerden farklı olarak müziğin hem şimdiki zamanı doğru algılama hem de anlama olasılığı vardır. Ama amorf bir ontolojiye sahip olan görüngüler için bu geçerli değildir. Doğruluğu üzerine konuşmak imkansızdır çünkü ontolojik tartışma hala bitmemiştir ama müziğin özü keşfedilmiştir dolayısıyla günümüzde üzerine doğru (ortak görünün nezdinde doğru) tezler sunmalıyız.

(Visited 716 times, 1 visits today)
+ Diğer Yazıları